Mart 27, 2009

Mart 17, 2009

Dağların Ardındaki Adam

İlerdeki yemyeşil ovayı geçtiniz mi karşınıza sırtlanların yağmur gibi yağdığı bozkırlar çıkar. Bu bozkırlarda sadece sırtlanlar değil aklınıza gelecek bütün sırtlana benzer varlıklar çıkabilir. Bu bozkırlarda dağların ardında bayağı da bir ardında bir adam yalnıza ve kendi kendine yaşarmış. Bir gün bu adam sadece tek başına yaşamadığını anlayıp bir gün bir dağda şöyle bir turlar iken bir de bakmış ki dağların, ovaların, akarsuların olduğunu görmüş...

Mart 16, 2009

Kendimden İğrendim

Biz neler yedik, neler içtik
Bak hala burdayız...

Yıllarca yatılı okullarda kalmanın insan bünyesine pek çok katkısı oluyor ister istemez. Neler görmedik ki şimdiye kadar, detaylarına girerek hassasiyetini hala koruyan midelerinizi allak bullak etmeyeyim ama geçen günki olayı da anlatmazsam olmaz şimdi.

Geçenlerde yine bir perşembe günü öğle yemeğini yer yemez iş yerinden çıktım. Karşı şeritte ters dönerek devrilmiş kamyondan kaynaklanan cık cık trafiğine* inat zor da olsa zamanında okula ulaştım. Otobüsten bir durak erken inip, inşaat fakültesi kantininden bir çay alıp sigaramı tellendire tellendire gitmeye karar verdim, vermez olaydım. İnşaattan çayımı alıp aheste aheste giderken, tam da bardağın yarısına gelmişken yüzme bilmediğinden olsa gerek bardağın dibindeki boğulmuş tırnağı farkettim, hemen bardağı çöpe atmasına attım ama ne bir iğrenme ne de bir mide bulantısı hasıl oldu. Kendimden iğrendim kısacası...



* Karşı şeritte bir kaza olmuşsa bu şerittekiler de kazanın durumunu görmek ve "cık cık"larını yapıştırmak için yavaşladığında oluşan trafiğe "cık cık trafiği" diyorum ben.